çok acayip bi olay!!!


Otobüsten indikten sonra bir sigara yaktım. Ağır adımlarla Haydarpaşa İstasyonu'na doğru yürümeye başladım. Polis kontrolünden sabıkasız olduğum anlaşılınca serbest kalarak yoluma devam ettim. Bu arada sigaramı içiyordum. Cebimden bir adet bir lira, bir adet 50 kuruş ve bir adet 25 kuruş çıkararak istasyondaki büfeye verdim. Karşılığında bu aftaki Uykusuz Dergisine sahip oldum. Evet artık o benimdi. En sevdiğim şeylerden biridir, trende ya da vapurda dergiyi okumak. Zaman başka türlü geçmiyor yoksa. Hele de trende. Tren bir süre sonra hareket ettiğinde ben keyifle okumaya devam ediyordum. Her zaman yaptığım gibi Otisabi'yi en sona bıraktım, zaten en sonda duruyordu kendisi. Bu bir tesadüf olsa gerek!!! Karikatürleri bitirip düz yazıları okuma faslına geçtim. Umut Sarıkaya ve Fırat Budacı'yı bitirmiştim. yolum az kalmasına rağmen oyalanacak bir şeyler arıyordum. Sanırım sıra Erman Çağlar'a gelmişti. Fakat bir türlü yazıya dikkatimi veremedim. Arka taraftan liseli kızların kavga edercesine bağırışları yükseliyordu. Kulak kesilmedim fakat duymamak elde değildi. Tren Atalar'da durduğunda o zaman bu bağırışların sebebini anlayabildim. Bir kadın koltuklardan birine oturmak istemiş ve diğer bir kadına çocuğunu kucağına almasını söylemişti. Kadın sanırım yer vermiş fakat olay nasıl oraya geldi çözmek zor. Kendini mağdur hisseden kadın yüksek sesten konuşmaya devam ediyordu. Çalışıyorum, yoruluyorum kucağıma alamam gibisinden laflar ediyordu. Bu arada 3. tekil şahıslar olaya dahil olmaya başladı. Ben üç çocuğumu da kucağıma alırdım. Çok ayıp v.b. laflar yükselmeye başladı. Trende istasyondan ağır ağır hareket etmeye başlamıştı. Ben ise o sırada Erman Çağlar'ın yazısını okumaya devam ediyordum. Trenin ideal hızına kavuşmasıyla arkadaki ses en baştaki haline, sanki bir erkek için kavga eden lisesi kızların sesine benzemeye başlamıştı. Bende Erman'ın yazıyı okumaktan vazgeçtim. Zaten bir şeyde anlamamıştım. En son hatırladığım 80 yaşındaki bir kadından bahsetmesiydi. Yazık oldu Erman'a.

Yorumlar